Diyabet Cerrahisi
Obezite Cerrahisi, morbid obeziteye sahip olan hastalar için, kilo vermeye yardımcı olmak üzere çeşitli yöntemlerle yapılan ameliyatlardır. Bariatrik cerrahi olarak da anılan cerrahi operasyonlar, kilo vermek için hiçbir zaman ilk tercih olmamalıdır. Diyet, egzersiz ve ameliyatsız diğer tedavilerin uygulandığı, ancak olumlu sonuç alınamadığı vakalarda obezite cerrahisi uygulanabilir.
Obezite cerrahisi için kullanılan farklı yöntemlerin farklı etkileri vardır. Bir kısmında mide hacminin küçültülmesi ile gıda alınmasını sınırlayarak kilo verdirmek amaçlanır. Bazı yöntemlerde ise tüketilen besinlerin bağırsaktan emilimini engelleyerek kilo verdirmek hedeflenir. Diğer bir yöntem de bu iki hedefin kombine olarak uygulandığı ameliyatlardır.
Obezite cerrahisinde çok çeşitli riskler bulunmasıyla sebebiyle, operasyona karar vermeden önce deneyimli ve uzman doktorların rehberliğinde, her hastaya özel olarak planlanan ve cerrahi olmayan tedavi yöntemlerine başvurulmalıdır.
Bu yöntemde midenin yaklaşık %75'lik kısmı çıkarılmakta, ameliyat sonrasında mide küçük bir boru gibi kalmaktadır. Böylelikle az miktarda yemek ile doyulması hedeflenir. Ayrıca bu ameliyatta midedeki açlık hormonu olan ghrelin üreten kısım da çıkarıldığı için acıkma hissinde azalma olur.
Ameliyatsız, damar içi bir yöntem olan girişimsel radyoloji ile Bariatrik Embolizasyon uygulaması da açlık hormonu Ghrelin salınımını azaltıp, obezite tedavisi için iştah ve tokluk üzerinde aynı olumlu etkiyi sağlayabilmektedir.
Ameliyatta mide biri büyük diğeri küçük iki parçaya ayrılır ve bir kısmı devre dışı bırakılarak yeni, küçük bir mide oluşturulur. Bağırsağın da bir kısmı kesilerek yeni midenin ucuna bağlanır ve devre dışı kalan mide oniki parmak bağırsağı ile birleştirir.
Gastrik bypass ameliyatındaki gibi mide iki bölüme ayrılmaktadır ancak bu yöntemde bağırsak bölünmeden mideye bağlanır. Böylece Gastrik Bypass operasyonuna kıyasla daha uzun bir bağırsak bölümü bypass edilir ve toplamda bir bağlantı daha az yapılmış olmaktadır.
Bu ameliyat yönteminde mide ile beraber bağırsağın bir kısmı da alınmaktadır. Böylelikle emilimin azalması ve kilo kaybedilmesi hedeflenmektedir. Vücut kitle endeksi 50’den fazla olan süper morbid obezite hastaları için uygulanabilen bir yöntemdir.
Gastroplasti mide hacmini azaltmak için yapılan cerrahi bir girişimdir. Mideyi iki bölmeye ayıran zımba uygulaması yapılır. Yenilen yemekler küçük olan ilk bölmenin duvarının gerilmesine ve beyinde açlık duygusunun dinmesine yol açarken, geri kalan besin midenin ikinci kısmına ulaşır ve normal sindirim devam eder.
Mide Bandı veya Mide Kelepçesi olarak da adlandırılan bir yöntemdir. Midenin çevresine dıştan silikon bir mide bandı geçirilir. Gastroplasti’deki gibi, kum saati şeklinde biri küçük diğeri büyük olan iki bölme oluşturulur. Yemekler önce küçük hacimdeki ilk bölmeye ulaşır ve böylece hastanın daha az gıda tüketerek daha kolay doyması hedeflenir.
Glisemik indeksi yüksek besinlerin tüketiminin artmasına bağlı olarak, bağırsakların ilk bölümünden diyabete sebep olan bazı hormonların salgılanması artmakta ve bağırsağın son bölümünden salgılanan diyabeti engelleyen hormonların salınımı ise azalmaktadır. Transit Bipartisyon cerrahisinin hedefi şeker hastalığına yol açan hormonal dengesizliği önlemektir.
Ameliyatın ilk aşamasında tüp mide oluşturulur. 2. aşamada ilk önce ince bağırsakların alttan 80’inci santimi işaretlenir, sonrasında 260’ıncı santim işaretlenir. İnce bağırsaklar 260’ıncı santimden ayrılır. Ayrılan alt parça tüpleştirilmiş olan mideye bağlanır. Üst parça ise 80’inci santimdeki ince bağırsağa bağlanır. Tüketilen besinlerin ⅓’ ü normal yoldan geçmeye devam eder ve ⅔’ ü mideye bağlanan ince bağırsak kısmından geçmektedir.
Obezite cerrahisinde hangi yöntemin kullanılacağına, hastanın beden kitle endeksi, yaşı, genel sağlık durumu, kronik hastalıklarının varlığı gibi kriterler değerlendirilerek, ihtiyaca göre ilgili uzmanların konsültasyonu ile beraber karar verilmelidir.
Obezite tedavi edilebilir bir hastalıktır. Uzman kontrolünde uzun soluklu ve kararlı bir tedavi süreci gerektirir. Ancak ameliyat hiçbir zaman ilk seçenek olmamalıdır. Öncelikle her hastaya özel olarak planlanacak olan beslenme ve egzersiz planı, medikal ve cerrahi olmayan tedavi yöntemlerinin uygulanması gerekir. Sizin için en etkili ve en az risk taşıyan yöntemleri belirlemek için bu konuda deneyimli bir uzmana başvurmanız gereklidir.
Obezite sadece mide bağırsak sistemi kaynaklı değil, tüm vücudu ilgilendiren sistemik ve kompleks bir hastalıktır. Bu nedenle sadece ameliyat ile başarı sağlanamaz. Tedavinin ana unsurları Beslenme Planı, Egzersiz Terapisi, Davranışsal Terapi, Medikal Tedavi ve Bariyatrik Girişimlerdir. Cerrahi tedavi en son başvurulacak olan yöntem olmalıdır ve ayrıca ister ameliyatlı ister ameliyatsız olsun, obezite tedavisi çeşitli uzmanların desteğiyle multidisipliner bir yaklaşım gerektirir. Hayat tarzı, beslenme ve egzersiz planına devamlı olarak uyulmaması durumunda tedavi başarısız olacaktır.
Öncelikle obezite ameliyatının sadece estetik kaygılarla uygulanamayacağı bilinmelidir. Beden kitle indeksi 40 kg/m²’nin üstünde olan, morbid obez yani ileri derecede obez olarak tanımlanan kişiler için ve diğer tedavi yöntemlerinin uygulanıp başarılı olmadığı durumlarda ameliyat bir seçenek olabilmektedir.
Ayrıca beden kitle endeksi 35-40 arasında olduğu halde, obeziteye bağlı tip 2 şeker hastalığı, hipertansiyon, uyku apnesi gibi ciddi sağlık sorunları olan kişiler de morbid obez sınıfında değerlendirilip, diğer yöntemler etkili olmadıysa obezite ameliyatına kabul edilebilmektedir.
Ameliyat öncesi mümkünse ise diyet yapılarak bir miktar kilo verilmelidir. Bu sayede hem operasyona bağlı bazı riskler azalır, hem de karaciğer boyutları küçüldüğünde cerrahi uygulamayı kolaylaştırabilir. Tüm ameliyatlar için uygulanan rutin testler yapılır. Solunum fonksiyonları ve mide endoskopisi değerlendirilir. Ayrıca ameliyata uygunluğun belirlenmesi için kardiyoloji, endokrinoloji, göğüs hastalıkları, psikiyatri ve anestezi hekimlerinden görüş alınır. Ameliyatın bir gece öncesinden aç kalınır ve pıhtı oluşumu gibi durumlara karşı gerekli olan ilaçlara başlanır.
Obezite ameliyatı, tercih edilen cerrahi yönteme göre farklı risk, yan etki ve komplikasyonlara yol açabilmektedir. Oluşabilecek genel riskler ise şu şekildedir.
Ameliyat prosedürüne göre:
Ameliyat türüne göre uzun vadede risk ve komplikasyonlar:
Yol açabileceği önemli riskler açısından ameliyat tedavisi hiçbir zaman ilk başvurulacak yöntem olmamalıdır. Kişinin düzenli olarak gördüğü ameliyat dışı yöntemlerden fayda göremediği durumlarda bir seçenek olarak cerrahi düşünülebilir. Obezite cerrahisi sadece morbid obezite tedavisi veya obeziteye ilave ciddi hastalıkların görüldüğü vakalarda tercih edilebilir.
Ameliyat sonrası kilo verme hızı hastanın yaşına ve metabolizma hızına bağlı olarak değişebilmektedir. Kilo kaybındaki en önemli etken ise yaşam tarzı ve beslenme düzeninde yapılacak olan değişiklikleri benimseyip, düzenli olarak devam ettirmektir. Genellikle ilk 3-4 ayda kişiler hızlı bir şekilde kilo vermektedir. İlerleyen aylarda kilo verme hızı yavaşlayacaktır. Bazı dönemlerde duraksama görülebilir. Bu noktada düzenli kontrollerin aksatılmaması, özellikle de diyet ve egzersiz planına sadık kalınması önemlidir. Aksi takdirde tekrar kilo alınması söz konusu olabilir.
Obezite cerrahisi sonrasında rutin kontroller genellikle birinci, üçüncü, altıncı ve on ikinci ayda yapılır. Ameliyattan sonraki günlerde, ateş, karın ağrısı, bulantı, kusma, yara yerlerinde kızarıklık, akıntı gibi belirtiler görülürse hemen doktora başvurulmalıdır. Hekim, diyetisyen ve gerekirse terapist gibi farklı uzmanların desteği operasyon sonrası takip için önemlidir.
Ameliyattan sonraki ilk ay sıvı besinlerle ve 2. ay püre tarzı gıdalarla beslenilir. 3. ay beslenme uzmanı kontrolünde katı gıdalara başlanabilir. Hastanın hızlı kilo vermesini sağlamaktan ziyade, oluşturulan yeni mide hacminin korunmasını sağlayarak tekrar büyümesini engellemek amaçlanır.
Ameliyattan 1 hafta kadar sonra doktor onayıyla hafif yürüyüş gibi hafif egzersizlere başlanabilir. Daha yoğun egzersizlere yine hekime danışılarak 6-8. hafta kadar sonra başlanması önerilir. Beden kitle indeksi çok yüksek olan hastaların ağır egzersizlere geçmeden önce makul ölçüde kilo vermeyi beklemesi gerekir.
Obezite tedavisi için sağlık merkezine başvurulduğunda öncelikle endokrinoloji bölümüne başvurulabilir. Sonrasında beslenme, psikiyatri, fizik tedavi ve gerekliyse kardiyoloji ve göğüs hastalıkları bölümlerine de yönlendirme yapılabilir.
Obezitenin belirtisi vücuttaki yağlanma oranının fazla artmasıdır. Obezite tanısının konulabilmesi için Beden Kitle İndeksi, diğer adıyla Vücut Kitle İndeksi hesaplanmaktadır. 30 ve üzeri hesaplanan değerler obezite olarak kabul edilir.
Dünya sağlık örgütü kriterlerine göre yetişkinler için beden kitle endeksi 6 sınıfa ayrılmıştır:
Düşük kilolu < 18.50
Normal 18.50 – 24.99
Fazla kilolu (Pre-obez) 25.00 – 29.99
Obez 1 30.00 – 34.99
Obez 2 35.00 – 39.99
Obez 3 (Morbid obez) ≥ 40.00
o Obezite Ameliyatları İçin Yaş Sınırı Var Mı?
Obezite ameliyatı genel olarak Vücut kitle İndeksi değeri 35 ve üzerinde olan, 18-65 yaş arasında uygulanabilir. Diğer tüm tedavilerin denenip başarısız olduğu 18 yaş altındaki hastalar için obezitenin derecesi ile birlikte diğer ciddi hastalıkların varlığı önemlidir ve hekim konsültasyonu ile beraber ebeveyn onayı da gereklidir. 65 yaş üstü hastalar için ise genel sağlık kriterleri ve operasyonun zorunluluk durumu değerlendirilir.
o Ameliyatsız Obezite Tedavisi Yöntemleri Neler?
● Tıbbi Diyet ve Egzersiz Tedavisi:
Bireye özgü olarak uzmanlar tarafından planlanır. Doğru beslenme şekli ve egzersiz alışkanlığının kazandırılması ve davranış değişikliği haline getirilerek sürdürülmesi hedeflenir.
● Medikal/Psikolojik Tedavi:
Obezite tablosuna kaynak oluşturan hipotiroidi ya da psikolojik sorunlar gibi başka rahatsızlıklar varsa, çözümüne yönelik medikal tedavi ve psikoterapinin uygulanması sağlanır.
● Endovasküler Tedavi:
➔ Bariatrik Embolizasyon: Girişimsel radyoloji ile uygulanan damar içi ameliyatsız bir çözümdür ve Bariatrik Embolizasyon ya da Sol Gastrik Arter Embolizasyonu olarak isimlendirilir. Milimetrik kesiler aracılığıyla uygulanan, obezitenin başlıca sebeplerinden olan açlık hormonu ghrelinin daha az salgılanmasını sağlayan uygulama son derece risksizdir.
● Endoskopik tedavi:
● Mide Botoksu: Mide botoksunda botulinum toksin enjeksiyonu ile mide kaslarının geçici olarak felç edilmesi söz konusudur.
● Mide Balonu: Mide balonu ile mide hacminin geçici olarak küçültülmesi ve böylece daha az yemek hedeflenir.
o Kaç Gün Hastanede Yatılıyor?
Genellikle obezite ameliyatından 24 saat önce hastaneye yatış tavsiye edilir. Operasyon sonrası bakım ve olası komplikasyonların takibi için 2-4 gün arası hastanede yatılması gerekebilir. Yüksek riskli hasta grubu haricindeki kişilerin yoğun bakımda takip gerekmez.
o Ameliyat Sonrası İyileşme Süresi Ne Kadar?
Kişiye göre ve uygulanan ameliyat yöntemine göre değişmekle birlikte, genellikle 1 hafta kadar sonra normal yaşama dönülebilmektedir.
o Ameliyat Sonrası Hamile Kalınabilir mi?
Obezite ameliyatlarından sonra 18 ay boyunca hamile kalınmaması önerilir. En az 12 ay boyunca gebelikten korunmak çok önemlidir.
o Ameliyat Sonrası Vücutta Sarkmalar Olur mu?
Kilo verme sonrasında vücudun belli bölgelerinde sarkmalar oluşabilir. Hedeflenen kiloya ulaşıldıktan 12 ay sonra plastik cerrahi ile bu sarkmalar giderilebilir. Kilo verme süreci devam ederken sarkmalar için estetik ameliyat olunması tavsiye edilmez.
o Ameliyat Sonrası Kilo Alınır Mı?
Obezite ameliyatı sonrasında tekrar kilo alınmasını engellemek için hastanın diyetisyen ve psikolog da içeren obezite ekibi tarafından takip edilmesi, diyet ve egzersiz planına dikkatle uyulması önemlidir. Aksi takdirde, ameliyata rağmen %5 -10 ihtimalle tekrar morbid obez olmak dahi mümkündür.